Mobil dostu ve kullanıcı dostu terimlerinin aynı şey olduğunu düşünmek sık rastlanan bir yanlıştır. Uygulamanızı tasarlarken göz önünde tutmanız gereken en iyi yaklaşımlar aşağıda belirtilmektedir.
Mobil dostu ve kullanıcı dostunun aynı şey olduğunu düşünmek günümüz teknolojisinde sık rastlanan bir yanlıştır.
Bu tuzağa düşmeyin! Mobil uygulamalar “mobil dostu” olarak değerlendirilebilmesine rağmen bu uygulamalara ilişkin kullanıcı deneyimi dost dışında her şey olabilir. Kaç kez bir uygulamayı işinize yarayacağı umuduyla indirip hemen hemen hiç kullanmamışsınızdır? Muhtemelen sayısını unuttunuz, değil mi?
Mobil kullanıcılar olarak işlevselliğin, tutarlılığın ve bağlanabilirliğin bize sağlanacağını varsayarız ama bir şeyler çalışmadığında da hiç şüphesiz bu hatanın farkında oluruz. Karşılaştığım oyunbozanların en büyükleri müdahaleci reklamlar ve açılan pencereler, sosyal medya bağlantısı bulunmaması ve satın almadığınızda tamamen yararsız olmasına rağmen “ücretsiz” olduğu belirtilen uygulamalardır. Örneğin, müdahaleci reklam modelinde, aynı banner reklama 800. kez bastıktan ve kullanıcının hayal kırıklığı arttıktan sonra uygulamanın “işlevselliği” azalır. Uygulama açıklanamaz şekilde çöktüğünde “tutarlılık” ortadan kalkar ve kullanıcı uygulamada yaptıklarını Twitter veya Facebook’da paylaşamadığında “bağlanabilirlik” biter.
Uygulama içi satın alma konusunda daha önceden detaylı bir inceleme yapmıştık. İsterseniz o yazımızı okumak için de buraya tıklayabilirsiniz.
Artık bir uygulamanın neleri yanlış yapabileceğinin bazılarını biliyoruz. Peki doğru yapabilecekleri nelerdir?
Bir uygulamanın kullanıcı deneyimi basitçe ara yüzdeki karmaşayı gidererek büyük ölçüde arttırılabilir. Bunu gerçekleştirmenin bir yolu tasarımınızda çok sınırlı bir renk yelpazesi kullanmaktır. Paratt, Guide ve Swing, minimal renk kullanılan tasarıma sahip bazı örneklerdir. Bu uygulamalarda kullanılan ana renkler siyah ve beyaz olup, kırmızı veya turuncu gibi göze çarpan renkler kullanıcının dikkatini çekmek için sadece başlık ve alt kısımlarda kullanılmıştır. Kullanıcılar, dikkatlerini vermelerini gerektiren çok renk bulunmadığında yanlış bir bağlantıya tıklama veya sair şekilde site içerisinde kaybolma korkusu olmadan ara yüzde kolayca gezinebilirler.
Uygulamanızdaki deneyimi arttırmanın diğer bir mükemmel yolu simgelerin ve logoların yaratıcı şekilde kullanılmasıdır. Minimal renk tasarımına sahip bir uygulama tasarlarken simgeler ve logolar (muhtemelen) siyah olacak bir arka plan üzerindeki elzem ögelerdir – elbette ki kullanıcılara başlıca eylemlerde rehberlik sağlayacak görsel bileşenler de bulunmalıdır. Bu yaklaşımı kullanan bir mobil uygulama örneğin TargetBut olup üç ana renge dayanmakta ve eylemleri göstermek için ikonografi kullanmaktadır. Renge yönelik minimal yaklaşımı ile iletişim sağlamak ve kullanıcıyı içeri çekmek için simgelerine güvenir.
Her zaman kullanılmakta olan aygıtlarla tutarlı olun. Bu ayrıca uygulamanızın yeni yazılım sürümlerinde amaçlandığı gibi çalıştığının kontrol edilmesi anlamına da gelmektedir. Sadece geliştiricisi veya web tasarımcısı yazılım güncellemelerini hesaba katmadığı için değerini kaybetmiş olan uygulamalar vardır. Tasarımınız kusursuz olsa bile, kullanıcı işletim sistemini güncelledikten sonra uygulamanızı çalıştıramıyorsa tüm yapılanlar çöpe gitmiş demektir.
Uygulamanızın kullanılmaz duruma düşmesini önleyecek bazı ipuçları şunlardır: diğer nitelikli uygulama geliştiriciler ile bağlantılar tesis edilmesi, uygulamanızı ilk kez görücüye çıkartırken sadece bir “mağazada” sunulması ve sosyal medyada (Twitter, Facebook, v.b.) yer alınması. Bu şekilde davranıldığında tutarlılığı sağlamak için uygulamanın ilerlemesini izlemek ve ister olumlu ister olumsuz olsun müşteri geri bildirimine etkin şekilde daha fazla odaklanılmak kolaylaşacaktır.
Uygulama içi satın alma seçenekleri, etkin olarak kullanıldıklarında, müşterilerinizi ödeme yapmaya yöneltebilir. Uygulama içi satın almaların mükemmel bir örneği, kullanıcının uygulamayı ücretsiz olarak indirip oynayabileceği ama güneş gözlükleri, saç stilleri ve benzerleri gibi oyun içi aksesuarlar satın alma imkanı bulunduğu Madgarden’den Punch Quest’tir. Bu agresif olmayan uygulama içi satın alma modeli, kullanıcıların hem herhangi bir ödeme yapmadan uygulamanın keyfini sürmelerine hem de isterlerse deneyimlerini zenginleştirmelerine izin vermektedir.
Son durumda uygulama içi modelin agresif olup olmadığını belirleyen uygulamanın nasıl tasarlandığıdır. Kendinize şu soruları sorun:
Uygulamanızı tasarlarken bu hususların tümünün değerlendirilmesi önemlidir. Kronik bir uygulama indiricisi olarak zamana dayanan uygulamaların oyunbozanlık yapmadığı ve yukarıda özetlenen stratejilerden bir ya da daha fazlasını kullandığını söylemem gerekli.
Uygulama tasarımı (mobil veya diğer) zaman alır. Kullanıcının alabileceği birçok etkileşim, durum ve yol bulunmaktadır. Bir uygulama geliştirirken bir temel inşa etmekten kaçınma lüksünüz yoktur. Uygulamanız ne elde edecek? Yeni bir ihtiyaca mı ele alıyor yoksa eski bir ihtiyaca mevcut uygulamalardan daha iyi çözüm mü getiriyor? Uygulamanızı ilk olarak temel işlevsellik etrafında geliştirin. Bunun için kullanıcılarınız size teşekkür edecektir.